Hac nasıl yapılır?

1Hacc'a niyet
Temettu Hacc’ına Niyet: Temmettu Hacc’ında ihrama girince önce Umre için niyet edilir: Ey Allahım, Senin rızan için Umre yapmak üzere ihrama girdim. Onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul buyur.

Zilhicce’nin 8. günü yeniden ihrama girilmesi gerektiği için bu sefer şöyle niyet edilir: Ey Allahım, Senin rızan için Hac yapmak üzere ihrama girdim. Onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul buyur.

İfrad Hacc’ına Niyet: İfrad Hacc’ında ihrama girince sadece Hac için niyet edilir: Ey Allahım, Senin rızan için Hac yapmak üzere ihrama girdim. Onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul buyur.

Kıran Hacc’ına Niyet: Kıran Hacc’ında ihrama girince hem Hac hem de Umre için niyet edilir: Ey Allahım, Senin rızan için Hac ve Umre yapmak üzere ihrama girdim. Onları, bana kolay kıl ve onları benden kabul buyur.

Niyet yapıldıktan sonra ihrama girilmiş olunur. İhrama girildiği için iki rekat namaz kılınır ve Telbiye getirilir.

Telbiye: Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke Lâ şerike leke lebbeyk. İnnelhamde venni’mete leke vel mülk. Lâ şerike lek.

Manası: Ey Allahım, işte buradayım, buradayım. Buradayım; Senin ortağın yoktur, buradayım, buyur. Hamd, nimet ve mülk senindir. Senin ortağın yoktur.

Telbiye, yol boyunca, vasıtaya binerken, inerken, tepeleri aşarken, kalabalıklar birbirleriyle karşılaştıklarında söylenir.
2Mekke'ye giriş
Mekke’ye mümkünse gündüz girmek daha uygundur. Beytullah’ın bulunduğu bu belde Resulullah’ın en çok sevdiği yerlerden biriydi. Ne yazık ki bu beldenin halkı Peygamberimize ve onun sevgili ashabına çok işkenceler yapmış, en yakın akrabaları onlara zulmetmekte bir beis görmemişti. Nihayet, Cenab-ı Hak, Mekke’nin bir barış beldesi haline gelmesini nasib etti ve Mekke, ‘Harem’ ilan edildi. Harem’in sınırları, Cebrail tarafından Hazreti peygambere gösterilmiştir. Bu sınırların içine Müslüman olmayanlar giremezler. Mekke haramına ait ihram yasağı hükümleri bu sınırlar için de geçerlidir. Mekke’ye yaklaşıldığında, Mekke evleri görününce telbiyeden sonra şu dua okunur:

Ey Allahım! Burayı benim için mekan kıl ve bana orada helal rızık nasip eyle. Bu Harem, senin haremindir. Bu belde, senin beldendir. Güvenlik ise sadece senden gelen güvenliktir. Kul, senin kulundur. Ben uzak ülkelerden sana geldim. Çok günahla ve kötü amellerle geldim. Senin azabından korkup sana sığınanın haliyle senden istiyorum. Beni afvınla karşıla ve beni cenneti naimine kabul buyur.

Herhangi bir isteğe ulaşmak için, her şeyin yaratıcısı ve sahibi olan Yüce Allah’a yalvarmaktır. Duaların en faziletlisi Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından bizzat okunan dualardır. Bizim izlediğimiz yol, herkesin üzerinde ittifak ettiği dualardır. Ayrıca, duaların Arapça okunuşları verilmemiştir. Bunun iki sebebi vardır.

1. Sebep: Duanın her dille yapılabilmesidir. Kişi, hangi dille Cenab-ı Hakk’a yalvarmak istiyor veya hangi dili kolay buluyorsa, o dille yapacağı dua da makbuldur.

2. Sebep: Arapça bilmeyenlerin, Latin harfleri ile yazılmış Arapça metinleri okumaları kolay değildir ve bazen yanlışlara sebebiyet vermektedir. Tavaf ve Sa’y’da, kişi Cenab-ı Hakk’a nasıl yalvarmak istiyorsa öyle yalvarabilir. Bazı duaların Türkçesini verirken, kelimesi kelimesine tercüme yerine, ifade edilmek istenen anlamları verilmiştir.
3Kabe'yi görünce
Bu dua ile birlikte telbiye söyleyerek yer yüzünde Allah’a ibadet için kurulan ilk ev olan Beytullah’a yaklaşılır. Beytullah’a aynı zamanda Kabe de denmektedir. Kabe görününce telbiye kesilir. Kabe, bütün Müslümanların istisnasız olarak her namaz için yöneldikleri yöndür. Kıbleye yönelme olmadan namaz da sahih olmaz. Çünkü Namaz için Kıbleye yönelmek yüce Allah tarafından bir emir olarak Peygamberimize bildirilmiştir. Kabe’yi tavaf etmek hem Umre’nin hem de Hacc’ın şartlarındandır. Bunun için Kabe’yi tavaf ederken çok dikkatli olmak gerekir.

Beytullah’ı ilk kez görünce şöyle dua edilir:Azamet sahibi olan Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Allah’tan başka tapılacak bir ilah yoktur, sadece O vardır. O’nun ortağı yoktur, Mülk O’nundur, hamd sadece O’na yapılır. O diriltir ve öldürür. O her zaman diridir ve hiçbir zaman ölmez. İyilikler, O’nun elindedir. O her şeye Kâdirdir. Varılacak kimse O’dur. Ey Allahım! Şu mübarek Beyt’in, şeref, hürmet, azamet ve heybetini artır. Ya Rabbi! Ona tazimde bulunan, hürmet gösterenlerin, yine aynı şekilde, tazimde bulunarak, hürmet göstererek Hac veya Umre yapanların da şeref ve mertebelerini yükselt, iyiliklerini çoğalt. Bu şekilde Beytullah selamlandıktan sonra Tavaf başlar.
4Tavaf
Tavaf’a Niyet
Ey Allahım, ben, senin Beyt-i Haram’ını tavaf etmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul buyur. Allah-u Teala için, yedi Şavt üzerinden Hac tavafı yapacağım.

(Eğer Umre tavafı ise, ki Temmettu Hacc’ı yapmak isteyenlerin ilk önce yapacakları niyet Umre niyetidir. O zaman Hac yerine Umre diye niyet edilecektir.)

Tavaf’a Niyet Bu niyetten sonra Hacer-ül Esved istilam edilir. Yani, selamlanır. Hacer-ül Esved’in selamlanması el sürülerek olur. Kalabalık dolayısıyla Hacer-ül Esved’in uzaktan selamlanması el sürülerek selamlama hükmündedir. Genellikle de uzaktan selamlanır. Kabe, sol tarafta kalacak şekilde tavafa başlanır. Hacer-ül Esved, şeklinde selamlanır ve tavafa başlanır. Eğer tavaftan sonra sa’y yapılacaksa erkekler, tavafın bütününde ızdıba; ilk üç şavtında Remel yaparlar.

İztiba ve Remel İztiba: Erkeklerin, ihramlarını sağ omuzun açık kalacak sekilde sarılıp giyilmesidir. Remel de gururlanır gibi, dik, güçlü, ama, sert ve süratli olmayan çabuklukta yürümektir. Müşrikler, Müslümanların hastalıktan ve yorgunluktan dolayı zayıf kaldıklarını, bunun da Allah’ın Müslümanları sevmediğini gösterdiğini iddia ediyorlardı. Peygamberimiz (sav), bu iddia üzerine, bu şekilde yürüyerek bir gövde gösterisi yaptı. Peygamberimizin (sav) arkasından da bütün Müslümanlar aynı şekilde yürüyerek, müşriklerin söylediklerinin yanlış olduğunu isbat ettiler.

Hacer-ül Esved
Kabe’nin güney tarafında, Yemen ve Irak köşelerinin arasındaki köşede bulunan siyah bir taştır. Bu taş ile ilgili olarak iki rivayet vardır. Bunlardan birincisi önemlidir: Hz. İsmail’in (a.s.) bu taşı, Ebu Kubeys dağından getirerek bir işaret olmak üzere Kabe’ye babası İbrahim (a.s.) ile birlikte yerleştirmiş olmalarıdır. İkinci rivayet ise, bu taşın Cennet’ten bir taş olduğu ve Hazreti Adem’den günümüze kadar geldiği yönündedir.

Peygamberimiz daha genç yaşta iken, Kabe’nin tamiratından sonra, bu taşın yerine yeniden konulması sorunu olmuştu. Bu sorun, Peygamberimiz tarafından çözümlenmiş ve Arap yarımadasında belki de yüzyıllarca s ü r e b i l e c e k olan bir kanlı savaş önlenmiştir. Mekke’nin önde gelenleri kendilerinin daha faziletli olduğunu ileri sürerek, bu şerefli işi yapmaya kendilerinin en layık kimseler olduğunu düşünürlerdi.

Bir türlü anlaşamayınca da Darunnedve’de, şöyle bir karar alınır: Ertesi sabah Harem-i Şerif’e ilk giren kimse bu taşı yerine koysun. Beklenildiğinde, Efendimiz’in (s.a.v.) mescide ilk gelen olduğu görüldü. Ve buna herkes sevindi. Çünkü, Muhammed’ül Emin idi. Herkesin güvenebileceği biri idi…

Yetim olmasına rağmen herkes onu çok asil bilirdi. O büyük insan, herkesin de bir payı olmasını istedi. Taşın bir yaygı üzerine konulmasına ve herkesin o yaygıdan tutarak taşınmasına karar verdi. Sonra da kendileri taşı yerine koydular. Bu karar herkes tarafından sevinçle karşılandı.

Hacer’ül Esved’in Dinî Özelliği Nedir?
Peygamberimizin, Hacc’a onu öpüp selamlayarak başlaması, bu taşın dinî bir kudsiyyeti bulunduğundan değil, tavafın başlangıç yerinin işaret edilmesi bakımındandır. Ulema müttefiktir ki, ihram yasaklarına girmesi endişesinden dolayı, insanların birbirlerini itip kakmalarının önüne geçmek için, uzaktan da selamlanabilir. Hükmü aynıdır.

Bu halde uzaktan selamlamak daha efdaldir. Fırsatını bulabilen için, Peygamberimizin, sünnetine uymak elbette ki en güzelidir. Hz. Ömer’in (ra) şu sözü pek meşhurdur: “Ey taş, senin ne beni koruyacak, ne de bana zarar verecek bir şey olmadığını biliyorum. Eğer Allah’ın Resulünü, seni öperken görmeseydim, seni öpmezdim.”

İşte bu söz, Hacer’ül Esved’in dinî yönünü ve Peygamberin sünnetine katıksız sarılmanın bir örneğini göstermektedir. Kudsiyet, taşda değil, sadece ve sadece Peygamber sünnetine uymaktadır.
5Tavaf duaları
Tavaflarda herkes istediği duayı yapabilir; bunun için özel bir dua bulunmamaktadır. Bununla birlikte ulemanın tesbit ettiği dualar vardır. Ancak, Peygamberimiz her şavtta, Rükn-ü Yemenî denilen ve Kabe’nin güneyine düşen Yemen köşeşinden itibaren Hacer-ül Esved’e kadar, Rabbena Atina duasını okumuştur.

Tavaf’ın 1. Şavtında Okunacak Dua:
Şanı yüce olan, her türlü noksanlıktan uzak bulunan Allah’ı tesbih ederim. Her türlü hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür. Azamet sahibi Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Allah’ın da salat ve selam ettiği Allah’ın Rasulü Muhammed’in üzerine salat ve selam olsun. Ey Allah’ım! Sana, iman ederek, Kitabını tasdik ederek, ahdini tutarak, senin Nebi’n ve sevgilin olan Muhammed’e (s.a.v.) uyarak geldim. Ey Allah’ım, ben, afv ve afiyetler istiyorum, dinde olsun, dünya ve ahirette olsun daimi afiyetler istiyorum. Cennetine kavuşmak ve Cehenneminden kurtulmak istiyorum. (Bana bunları nasib eyle ya Rabbi.)

Rükn-ü Yemani’ye Gelince:
Ey Rabbimiz! Dünyada da ahirette de bize iyilikleri ver. Ey Aziz, ey bağışlaması bol olan Alemlerin Rabbi! Cehennem ateşinden bizi koru. İyilerle birlikte bizi Cennetine girdir.

Ancak, her ne kadar insanlar, öpmek için birbiri ile mücadele etse de Kabe’nin duvarları öpülmez. Üstelik, burada itişip-kakışmak ihram yasaklarına girmektedir. Gerekli olmayan bir hareketi yapmak yerine, yasaklara bulaşmaktan uzak kalmak elbette ki daha hayırlıdır. Bu konuya çok dikkat etmelidir. Hacer-ül Esved’in yanına gelince de Hacer-ül Esved tekrar selamlanır ve 2. şavta başlanır.

Tavaf’ın 2. Şavtında Okunacak Dua:
Ey Allah’ım! Bu ev, senin evindir. Bu Harem, senin haremindir. Güvenlik ise sadece senden gelen güvenliktir. Kul, senin kulundur. Ben de senin kulunum. Senin kulunun çocuğuyum. Burası, cehennemden sana sığınanların yeridir. Ey Allahım! Bize imanı sevdir, onu kalbimize süsle. Bizi, küfürden, fısıktan ve isyandan tiksindir. Bizi doğruya erenlerden eyle. Ey Allahım! Bizi, kullarını yeniden dirilteceğin günün azabından koru. Cennetine hesabsız girenlerden eyle.

Rükn-ü Yemani’ye Gelince:
Ey Rabbimiz! Dünyada da ahirette de bize iyilikleri ver. Ey Aziz, ey bağışlaması bol olan Alemlerin Rabbi! Cehennem ateşinden bizi koru. İyilerle birlikte bizi Cennetine girdir.

Tavaf’ın 3. Şavtında Okunacak Dua:
Ey Allah’ım! Ben, şekten, şirkten, ayrılıktan, iki yüzlülükten, kötü ahlaktan, kötü görünüşten, malıma, aileme ve evlatlarıma çirkin bir dönüşten sana sığınırım. Ey Allah’ım! Hiç şüphesiz senin rızanı, Cennetini istiyorum. Senin gazabından ve Cehenneminden yine sana sığınırım. Ey Allah’ım! Kabir fitnesinden de sana sığınırım, ölümün ve hayatın fitnesinden de sana sığınırım.

Rükn-ü Yemani’ye Gelince:
Ey Rabbimiz! Dünyada da ahirette de bize iyilikleri ver. Ey Aziz, ey bağışlaması bol olan Alemlerin Rabbi! Cehennem ateşinden bizi koru. İyilerle birlikte bizi Cennetine kabul et.

Tavaf’ın 5. Şavtında Okunacak Dua:
Ey Allah’ım! Beni, senin gölgenden başka hiçbir gölgenin olmadığı ve senden başka hiçbir şeyin baki olmadığı günde, senin arşının gölgesinde gölgelendir. Beni, peygamberin olan Muhammed’in (s.a.v.) havuzundan bir daha hiç susamayacak şekilde sula. Ey Allah’ım! Ben, senden, senin peygamberin Muhammed (s.a.v.), hangi hayırları istemişse onları istiyorum. Ve, senin peygamberin Muhammed (s.a.v.), hangi şeyden sana sığınmış ise onlardan ben de sana sığınıyorum. Ey Allah’ım! Ben, senden cenneti istiyorum. Cennet nimetlerini istiyorum. Cennete yaklaştıracak, söz, fiil veya amelleri diliyorum.

Rükn-ü Yemani’ye Gelince:
Ey Rabbimiz! Dünyada da ahirette de bize iyilikleri ver. Ey Aziz, ey bağışlaması bol olan Alemlerin Rabbi! Cehennem ateşinden bizi koru. İyilerle birlikte bizi Cennetine kabul et.

Tavaf’ın 6. Şavtında Okunacak Dua:
Ey Allah’ım! Biliyorum, senin benim üzerimde pek çok hakkın bulunuyor. Yine senin yarattıklarınla benim aramda da haklar var. Ey Allah’ım, senin, benim üzerimde olan haklarını affeyle. Yarattıklarına ait olanların yükünü üzerimden kaldır. Helal olan nimetlerinle bana bolluk ver ve haramından sakındır. Ey mağfireti bol olan Allah’ım! Sana itaat edip, sana isyan etmekten, senin lütfuna kavuşup, senden başkasına muhtaç olmaktan beni kurtar. Ey Allah’ım! Şu evin gerçekten de çok azametlidir. Sen de çok şereflisin. Ve sen ey Allah! Halim’sin, Kerim’sin, Azim’sin. Beni affeyle, çünkü sen, affetmeyi seversin.

Rükn-ü Yemani’ye Gelince:
Ey Rabbimiz! Dünyada da ahirette de bize iyilikleri ver. Ey Aziz, ey bağışlaması bol olan Alemlerin Rabbi! Cehennem ateşinden bizi koru. İyilerle birlikte bizi Cennetine kabul et.

Tavaf’ın 7. Şavtında Okunacak Dua:
Ey Allah’ım, ben senden kamil bir iman, sadık bir bilgi, geniş bir rızık, huşulu, titreyen, ürperen, korkan bir kalp, zakir bir dil, temiz ve helal kazanç, samimi bir tevbe, ve ölümden önce tevbe istiyorum. Ölüm anında kolaylık, ölümden sonra mağfiret ve rahmet ile hesap anında af, Cennetine varmak ve Cehennemden kurtulmak istiyorum. Çünkü senin rahmetin çok geniştir, ey aziz ve çok bağışlayıcı olan Allah’ım. Rabbim, benim ilmimi artır ve beni salihlerden eyle.

Böylece 7. şavtın bitiminde Tavaf tamamlanmış olur. Tavafın sonunda Hacer-ül Esved tekrar selamlanır. Daha sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Tavaf Namazı mümkün ise, Makam-ı İbrahim’i ön tarafa alarak kılınır. Eğer kalabalık dolayısıyla bu mümkün değil ise Mescid’in içinde Kabe’ye yakın bir yerde kılınır. Tavaf Namazının, birinci rekatında Kafirun Suresi, ikinci rekatında da İhlas Suresi okunur. Namaz kılmanın kerahet olduğu zamanlarda bu namaz da kılınmaz; kerahet vakti geçince kılınır. Tavaf namazından sonra müsait bir yerde Zemzem içmeye gidilir. Zemzem kuyusundan içmek şart değildir. Zemzemi Kabe’ye dönük olarak içmek daha uygundur. Zemzem içildikten sonra da Kabe’ye dönülerek şu dua yapılır:

Ey Allah’ım, ben senden, faydalı bir ilim, geniş bir rızık ve her türlü dert ve sıkıntıdan kurtulmayı istiyorum. Ey şereflilerin ve ikram edenlerin en önde geleni olan Allah’ım! Beni, lutfunla ve kereminle, peygamberin olan efendimiz Muhammed’in (s.a.v.) havuzundan sula.
6Arafat vakfesi
Arafat Vakfesi, Hacc’ın olmazsa olmaz rükunlarından biridir. Hacc’ın iki rüknünden birisi olan Arafat Vakfesi, Zilhicce ayının 9. günü yapılır. Hacılar, gerek Mekke’den gerekse Mina’dan, Arefe Günü öğle namazına kadar Arafat’a gelmeye gayret ederler. Ancak Arafat Vakfesi’nin vakti, öğle namazı vaktiyle girip, Bayram günü güneş doğmadan biraz önceye kadardır. Bu zaman zarfında her ne hal ile olursa olsun bir an bile Arafat’ta, Arafat sınırları içinde bulunan kimse bu rüknü yerine getirmiş sayılır. Arefe günü, Vakfe’yi Cebel-i Rahme yakınlarında yapmak efdal ise de, Hac müessesesinin hacılara ayırdıkları yerler sebebiyle, Vakfe, Arafat sınırları içinde her yerde yapılır. Bu günün özelliklerinden birisi de öğle namazı ile ikindi namazının cem edilmesidir. Öğle namazı vaktinde iki namaz birden kılınır. Önce kamet getirilerek öğle namazı, arkasından da sünnetler kılınmadan hemen yeni bir kamet ile ikindi namazı cemaatla kılınır. Ve bundan sonra dua yapılır. İsteyen istediği duayı yapabilir. İstediği kadar uzatabilir. İstediği kadar nafile namaz kılabilir. Çünkü, bu gün Cenab-ı Hakk’a yapılan niyazlar boşa gitmez. Peygamber Efendimizin (sav) yaptığı Arafat duası ise şöyledir:

Tek olan Allah’tan başka ilah yoktur. Ki O’nun ortağı da yoktur. Mülk ve iktidar sadece O’nundur. Hamd da sadece O’nadır. Ve O, diriltir, öldürür. Kendisi ise diridir, bakidir, hiçbir zaman sonsuza kadar ölmez. Hayır, O’nun elindedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Dönüş yine O’na olacaktır. Ey Allah’ım kalbimi nurla doldur. İşittiğimi (kulağımı) de nurla doldur. Gördüğümü (gözümü) de nurla doldur. Allah’ım! Kalbimi aç, gönlümü genişlet. İşlerimi âsan eyle. Dilimden de bağları çöz.

Peygamber Efendimiz (sav) hicretin 10. yılında, 120 bin kadar Müslümanla birlikte yaptığı son Hacc’ında, (ki buna Veda Haccı da denir) bir hutbe irad eylediler. Bu hutbe Veda Hutbesi olarak bilinir. Bu hutbeyi dinleyen Ashab, peygamberimizin adeta veda eder bir nitelikte yaptığı konuşmadan dolayı öylesine müteessir oldular ki, hepsi de hüngür hüngür ağladılar. Peygamber Efendimiz (sav) bu hutbesinde, bütün cahiliyye geleneklerini ve kurallarını kaldırdı. İnsan haklarını garanti altına aldı ve zengin-fakir, mevki sahibi, mevki sahibi olmayan arasındaki ayırımı da yerle bir etti. Ve sonunda da ashabına sorarak, “Tebliğ ettim mi?” diye üç kez tekrarladı ve Ashab da üç kez, “Evet tebliğ ettin ya Resullallah” diyerek şahitlik etti, göz yaşı döktü.
7Müzdelife vakfesi
9 Zilhicce’yi 10 Zilhicce’ye bağlayan gece, Arafat Vakfesini tamamlayan hacılar buradan Müzdelife’ye hareket ederler. Müzdelifede’de vakfe yaparlar. Müzdelife vakfesinin vakti ise Arafat Vakfesinden sonra başlar ve yine Bayramın birinci günü güneş doğmadan önce biter.

Müzdelife Vakfesi vacip olduğu için, kaçırıldığında Hac iade edilmez. Bunun yerine bir Kurban ceza olarak kesilir. Peygamber efendimiz Müzdelife vakfesini Meş’aru-l Haram denilen mevkide yapmıştır. Kalabalık dolayısıyla Peygamber Efendimizin (sav) bazı sünnetlerine uyamamak elbette ki acı vericidir. Ne var ki, yine Cenab-ı Hakk’ın emirleri ile Peygamberimizin ısrarla yapageldikleri vacipleri yerine getirmek daha da evladır. Müzdelife’de akşam ile yatsı namazı cem edilir. Yalnız bu sefer, akşam namazı, yatsı namazı vaktinde kılınır.

Cemaatle kılınması elbette ki daha da evladır. Müzdelife’de Şeytan taşlamak için, taş toplanabilir. Müzdelife’de imkan bulup taş toplanamamışsa Mina’da da taş toplanabilir. Taşların toplam sayısı takriben 70’tir.

Müzdelife’den, sabah namazı kılınıp, vakfe yapıldıktan sonra Mina’ya hareket edilir. Artık, bayramın 1. günüdür. Yani 10 Zilhicce’dir.
8Bayramın 1. günü
10 Zilhicce / Yevm-i Nahr; Yani Kurban Günü. Mina, Hacc’ın bittiğine dair işaretleri verir ve ihramdan önce burada çıkılır. İhramdan çıkmaya tahallül denilir. Yani; yasak edilen şeylerin tekrar helal kılınmasıdır. Elbise çıkarılmış olsa da ihram devam eder.

Şunu unutmamak gerekir ki, ihramdan asıl olarak Tavaf-ul İfade veya Ziyaret Tavafı denilen ve Hacc’ın vazgeçilemeyecek rüknü olan tavaf yapıldıktan sonra çıkılır. Mina’daki görevler Kurban Bayramı’nın 1. günü başlar.

Mina’da yapılacak işler şunlardır:
1. Şeytan taşlama
2. Temettu ve Kıran Hacc’ı yapanların kurban kesmesi
3. Saçların kısaltılması veya traş edilmesi.

Şeytan taşlama, Müzdelifeden dönen hacıların ilk önce yapacakları iş Akabe Cemresini atmaları, yani büyük şeytanı taşlamalarıdır. Akabe Cemresi, yani büyük şeytan, Bayramın 1. günü sabahtan itibaren 2. gün sabah güneş doğmadan biraz önceye kadar atılabilir. Taşlama 7 taş ile yapılır ve şu dua ile başlanır:

Şeytana ve ona uyanlara rağmen, Bismillahi Allah-u Ekber.

Bu şekilde, 7 taş, belirlenmiş olan bölgeye atılır. Yalnız, burada dikkat edilmesi gereken husus, taşların mutlaka, belirlenmiş olan bölge içine düşürülmesi ve başkalarına eziyet verilmemesidir. İzdiham dolayısıyla pek çok kişinin burada hayatını kaybettiği de olmuştur. Bunun için çok tedbirli olmak gerekmektedir. Büyük şeytan denilen Akabe cemresinin atılmasından sonra;

a – İfrad Haccı yapanlar isterlerse kurban kesmezler, saçlarını keserek veya kısaltarak ihramdan çıkabilirler. Fakat, şu anda ihramdan çıkmak, ihram yasaklarının hepsinin bittiği anlamına gelmemektedir.

b – Kıran veya Temettu Haccı yapanlar, Kurbanlarını keserler ve saçlarını ısaltarak veya traş ederek ihramdan çıkarlar. Kadınlar, erkeklerin görmeyecekleri şekilde sadece saçlarının bir parçasını keserek ihramdan çıkarlar. Saçlar başkasını rahatsız edecek şekilde sağa-sola atılmamalıdır.

Ziyaret Tavafı Hacc’ın rükünlerinden olan bu tavafın Zilhicce’nin 10. günü, yani Bayramın 1. günü Kurbanı kesip traş olduktan sonra yapılması evladır. Bayramın 2. ve 3. günleri de ziyaret tavafı yapılabilir. Özürsüz olarak ziyaret tavafını bu günlerde yapmayanlar, geç de olsa tavaflarını mutlaka yaparlar. Özel haldeki bir kadın ise, tavafını, özrü geçtiği zaman yapar. Ziyaret tavafı aynen diğer tavaflar gibi yapılır. Bu tavaf yapıldıktan sonra ihramdan tamamıyla çıkılır. Ve ihram yasakları tamamen ortadan kalkar. Ziyaret tavafına, Tavaf-ul İfada de denilir.
9Bayramın diğer günleri
Bayramın 2. günü (11 Zilhicce) yine Cemre günüdür. Bu gün taşlar öğleden sonra, şafak doğana kadar atılır. Ne varki, bu sefer üç şeytan da taşlanır. Şeytan taşlamaya önce küçük şeytandan başlanır ve sırasıyla orta şeytana ve büyük şeytana taş atılır. Her bir şeytana 7’şer taş atılır. Bugün atılacak olan taşların toplamı böylece 21 olur.

Bayramın 3. günü (12 Zilhicce), Cemre günüdür. Bu günde de şeytan taşlamaya küçük şeytandan başlayarak büyük şeytana doğru gidilir. Vakit, yine öğleden sonra, şafak doğana kadardır. Bu gün de toplam 21 taş atılır. Bayramın 4. günü (13 Zilhicce) duruma göre cemre günüdür. Yani bu gün de şeytan taşlanır; fakat bu, Mina’da kalma durumuna göre değişmektedir. Şafiîlere göre 3. gün güneş batmadan evvel Mina’yı terketmeyenler 4. gün cemreye devam ederler. Hanefîlere göre, 4. gün fecr doğmadan önce Mina’yı terketmemiş olan hacıların cemre atması gerekir.

Bayramın 4. günü (13 Zilhicce) duruma göre cemre günüdür. Yani bu gün de şeytan taşlanır; fakat bu, Mina’da kalma durumuna göre değişmektedir. Şafiîlere göre 3. gün güneş batmadan evvel Mina’yı terketmeyenler 4. gün cemreye devam ederler. Hanefîlere göre, 4. gün fecr doğmadan önce Mina’yı terketmemiş olan hacıların cemre atması gerekir.
10Veda tavafı
Farz tavafın bitmiş olması Hacc’ın tamamlandığı anlamına geldiği için (şeytan taşlamak da gerekmediği için), 14 Zilhicce’den itibaren hacılar Mekke’den ayrılabilirler. Mekke’den ayrılmadan önce ise Veda Tavafı yapılmalıdır. Veda Tavafından sonra sa’y yapılmaz. Tavaf esnasında Remel ve İztiba da yapılmaz. Özel haldeki kadınların, eğer vakitleri yetmiyorsa, Veda Tavafı yapmaları gerekmez. Veda tavafı yapılınca artık Hac vazifeleri bitmiştir. Bundan sonra duruma göre Mekke’den ayrılınabilir.
11İhram'a giriş ve niyet
İhram, Hac ve Umre için özel bir elbise olmakla birlikte, Mikat denilen yerlerde normal zamanda helal olan bazı hareket ve davranışlardan Hacc’a niyet ederek uzak durmaktır. Erkekler, normal elbiselerini çıkararak, dikişsiz ve İzar ve Rida denilen iki parçadan oluşan beyaz renkli özel hac kıyafetini giyerler. Bu kıyafete de ihram denilir. Kadınlar ise, normal elbiselerini giyerek hac veya umre için niyet ederler. İhrama girmeden önce, gusledilmesi sünnettir. İhrama girilince de 2 rekat nafile namaz kılınır. Bu nafile namazın birinci rekatında Fatiha Suresi ile Kafirun Suresi, ikinci rekatında ise Fatiha Suresi ile İhlas Suresi okunur. Namazın akabindehangi Hac çeşidi yapılacaksa ona göre niyet edilir. Burada Hacc’ın çeşitlerine girmeden önce ihram ile ilgili bazı yasakları açıklayalım, ki bu yasakların ihlal edilmesi halinde ceza gerekir.

İhram yasaklarından bazıları
1. Her türlü cinsel ilişki ve bu ilişkiye götürecek olan davranışlar ve hatta konuşmalar.
2. İnsanlara sövüp saymak, hakaret etmek ve küçük düşürücü davranışlarda bulunmak, zarar vermek.
3. Dedi-kodu yapmak, gıybet etmek ve gereksiz yere mücadele ve münakaşa etmek.
4. Yeşil ot koparmak, zararsız canlıları öldürmek.
5. Avlanmak ve avcıya yardımcı olmak.
6. Koku sürünmek,
7. Traş olmak, vücudun herhangi bir yerinden kıl koparmak,
8. Tırnakları kesmek,
9. Erkekler için, pantolon, iç çamaşırı gibi dikişli elbise veya ökçesi ile önü açık olmayan ayakkabı giymek. Başı, takke veya herhangi bir şeyle örtmek. (Ancak uyurken, soğuktan korunmak üzere, normal kıyafet örtüsü sayılmayacak olan battaniye ve pike gibi örtülerle ayaklarını örtmelerinde bir sakınca yoktur. Bunun için de ceza gerekmez.)
10. Kadınların yüzlerini kapatmaları yasaktır.
12Sa'y
Kabe’nin tavaf edilmesinden sonra yapılacak en önemli işlem hiç şüphesiz Safa ve Merve tepeleri arasında yapılan sa’ydır. Sa’y da yedi Şavt’tan oluşmaktadır.

Sa’y ve Hervele
Sa’y, Safa tepesinden başlar ve Merve tepesinde biter. Safa tepesinden Merve tepesine 4, Merve tepesinden Safa tepesine ise 3 şavt vardır. Sa’y ederken, yeşil direkler arasında Hervele ile , yani insanın güçlü olduğunu gösterecek şekilde vakar ve hızla koşarak geçilir.

Safa tepesine gelindiğinde, Kabe Safa tepesinden selamlanır. Kabe, aynen Hacer-ül Esved’in selamlanması gibi, eller omuz hizalarını az geçecek şekilde açılarak selamlanır. Kabe’ye dönük olarak şu dua yapılır.

Allah’ın ve O’nun Resûlünün başladığı gibi başlıyorum: Şüphesiz Safa ve Merve Allah’ın işaretlerindendir. Kim Kabe’yi Hac veya Umre niyeti ile ziyaret ederse, bu iki tepeyi Tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Kim bir iyiliğe başkası zorlamadan sarılır ve onu kendiliğinden yaparsa, hiç şüpheniz bulunmasın ki, Allah iyiliklerin karşılığını veren ve her şeyi gerçekten de hakkıyla bilendir.

Bu duadan sonra Sa’y’a niyet edilir. Sa’y’in niyeti şöyledir:
“Ey Allah’ım, Safa ve Merve arasında, 7 şavt olmak üzere, senin rızan için Hac Sa’y’ı yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul buyur.” (Umre yapanlar, Umre Sa’y’ı için niyet ederler.)

Sa’y’a Allah ve Resûlü Gibi Başlamak
Sa’y’a, Allah ve Resûlünün başladığı gibi başlıyorum diye başlamak, Resûlüllah’ın: Safa ve Merve Allah’ın alametlerindendir. Allah’ın başladığı ile Sa’y’a başlayınız! buyruğuna uymak içindir. İnnessafa vel Mervete… diye başlayan kısım Bakara Suresinin 158. ayetidir. Ayetin zahirine göre, sanki Sa’y yapmanın ehemmiyeti yokmuş gibi bir his ortaya çıksa da, Ayet’in geliş sebebi ile kelimelerin tam anlamları iyice göz önüne alınmalıdır.

Nitekim, Hanefîler, ayetin zahir manasının da hükme dahil edilebilmesi için Sa’y’ı farz derecesine çıkmayan Vacip olarak kabul etmişlerdir. İmam Şafiî ve İmam Malik ise Farz olarak kabul etmişlerdir. Ayetin inmesine sebep de şu idi: Müslümanlar Kabe’yi tavaftan sonra Safa ile Merve arasında da Sa’y yapıyorlardı.

Ancak, o zaman, yani cahiliye döneminde, Safa tepesinde İs’af, Merve tepesinde de Naile adında birer put vardı. Müşrikler, her Sa’y’da bunlara ellerini sürerler, putlardan imdad beklerlerdi. Mü’minler, putların temizlenmesinden sonra bile, bu şirk alametleri dolayısıyla, Safa ve Merve arasındaki Sa’y’ı, şirke götürür bir yol olarak düşündüler.

Fakat, işin aslını Müşrikler bozduğu için, yani asıl Sa’y’da putlar olmayıp, sonradan müşrikler tarafından ilave yapıldığı için, Safa ve Merve arasında Sa’y yapmakta sakınca olmadığı ayetle tesbit edilmiş oldu. Resullullah’ın bu ayete istinaden yapmış olduğu uygulamalara göre de anlam böyledir.

Sa’y’ın 1. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah büyüklerin en büyüğüdür. Allah’a binlerce şükürler olsun, çünkü her türlü hamd ona yapılır. Her şeyden münezzeh olan Allah, azamet sahibidir. O’na gece gündüz, sonsuz hamd ederiz. Azamet sahibi Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Tek olan Allah’ın kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O’nun ortağı da yoktur. Mülk ve iktidar O’nundur. Hamd O’nundur. O, diriltir ve öldürür. O kendisi, diridir ve hiç ölmez. Hayır da O’nun elindedir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. Ve dönüş de O’na olacaktır.

Sa’y’in 2. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd sadece Allah’adır. Allah’dan başka hiçbir ilah yoktur. O Allah ki, yalnızca bir tekdir ve her şey kendisine muhtaçtır. Ve O Allah’ın, ne yoldaşı ne de çocuğu vardır. O’nun mülkünde ve iktidarında ortak olamaz ve olmaz. İşlerini yapması için de bir yardımcıya ihtiyacı da olmaz. Öyleyse, O Allah’ı en büyük bil ve öyle inan. Ey Allah’ım! Sen şüphesiz indirdiğin kitabında şöyle diyorsun: Bana dua edin, yalvarın, size hemen cevap verip karşılığını bahşedeyim. Rabbimiz, bize emrettiğin gibi sana gelip yalvarıyoruz: Bizi affeyle! Çünkü sen hiçbir zaman vaadine muhalefet etmezsin!

Sa’y’in 3. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Hamd sadece Allah’adır. Ey Rabbimiz! Bize nurunu tamamla. Bizi affeyle. Çünkü sen her şeyi yapmaya hakkıyla kadirsin. Ey Allah’ım! Senden hayrın hepsini istiyorum, erken olanını da geç olanını da istiyorum. Senden günahlarımın bağışlanmasını diliyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi, senden aynı zamanda rahmetini de diliyorum. Ey Rabbim! Beni bağışla, bana rahmet et. Kusurlarımı affet, bildiğin günahlarımı da sil. Çünkü sen, bizim bilmediğimizi bilensin. Şüphesiz ki sen izzet sahiplerinin en yücesi ve en şereflisisin.

Sa’y’in 4. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Hamd sadece Allah’adır. Allah’ım, ben senden senin bildiğin hayırları diliyorum. Senin bildiğin kötülüklerden de sana sığınıyorum. Ve senin bildiğin her şey için senden bağışlanma diliyorum. Çünkü bütün gayb alemini ve bizim bilmediğimizi her şeyi bilen yalnızca sensin. Allah’tan başka ilah yoktur. Ki O Allah, tek mülk ve iktidar sahibidir, tek gerçek olan Hak’tır ve Mübin-’dir. Muhammed de Allah’ın Rasulüdür. O da her şeyi doğru söyleyen ve vaadine güvenilendir. Ya Rabbi, beni İslâm ile idayetlendirdiğin gibi, beni ondan ayırma da. Beni Müslüman olarak vefat ettir.

Sa’y’in 5. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd sadece Allah’adır. Sen her şeyden münezzehsin. Biz sana gereği gibi, senin hakkın olduğu gibi şükredemiyoruz. Seni sana layık olan şekliyle tenzih ederiz. Ey Allahım! Bize imanı sevdir. Onu gönüllerimize, kalplerimize nakşet! Bizi, küfürden, fasıklıktan, sana isyan etmekten tiksindir. Ve bizi doğru yola erenlerden eyle. Ey rabbim! Kalbimi aç, gönlümü genişlet. Ve işlerimi de kolay eyle.

Sa’y’in 6. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd sadece Allah’adır. Tek olan Allah’tan başka ilah yoktur. Ki O Allah, vaadına sadıktır. Kuluna yardım eder. İslâm’a düşmanlık eden grupları da tek başına hezimete uğratır ve uğratmıştır da. Allah’tan başka ilah yoktur, O’ndan başkasına da ibadet ve kulluk etmeyiz. Kafirler hoş görmese de O’nun dini en doğru dindir. Ey Allah’ım! Bana hidayet ve takva diliyorum, af ve zenginlik diliyorum. Allahım, hamd sana mahsustur. Bunu dilimizle de söylüyoruz. Bu söylediğimiz ne güzeldir.

Sa’y’in 7. Şavtında Okunacak Dua:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. O’nu büyüklerin en büyüğü olarak tekbirle anarım. Allah’a çok çok şükürler olsun. Allahım! Bize imanı sevdir. Onu gönlüme, kalbime nakşet! Beni, küfürden, fasıklıktan, sana isyan etmekten tiksindir. Ve beni doğru yola erenlerden eyle. Rabbim. Bana merhamet et, beni bağışla. Bana ikram et ve sadece senin bildiklerini de affeyle. Çünkü, bizim bilmediğimizi sen elbette biliyorsun. Ve sen hiç şüphe yok ki, ikram edenlerin, affedenlerin en izzetlisisin.

Bu şekilde 7. Şavttan sonra Sa’y Biter ve Dua Edilir:
Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur. Bize afiyet ver, bizi bağışla. Sana itaat etmekte ve şükretmekte bize yardım eyle. Senden başkasını bize vekil kılma. Tam ve kamil bir iman ve İslâm’a ulaşmamız için bize yardım et. Bizi, senin razı olacağın şekilde vefat ettir. Allah’ım! Bana acı, beni yaşattığın sürece, bende kalan isyanla ilgili her şeyden uzaklaşmama yardımcı ol. Allah’ım, bana acı ki, işe yaramaz boş işlerle uğraşmayı bana zor göreyim. Beni senin razı olacağın şeylerle rızıklandır, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım.

Sa’y’ın bitiminden sonra iki önemli durum vardır.
İfrad ve Kıran Haccı yapanlar, ihramdan çıkmazlar. İfrad Haccı yapanın, yapmış olduğu bu sa’y, ziyaret tavafının sa’y’ı; Hacc-ı Kıran yapanın sa’y’ı da Umre’nin sa’y’ı olmuş olur. Hacc-ı Kıran yapanın ihramı devam ettiği için, bir Kudüm tavafı yapar, ardından da farz tavafın sa’y’ini yaparsa, Bayram günlerinde yapacağı farz tavafdan sonra sa’y yapmaz. Temettu Haccı yapanlar ise, bu sa’y ile Umre’yi tamamlamış olurlar. Traş olarak ihramdan çıkar ve tamamen helal duruma geçmiş olurlar.